1998 yılında, dünyaya gülücükler saçan bir Trabzon kızı olarak başladı yolculuğu. Ancak kimse henüz keşfetmemişti içindeki ateşi, dövüş ruhunu. Onun öyküsü, sadece bedeninin değil, aynı zamanda yüreğinin de bir dövüşüydü.
2019’da Rusya’nın Ulan-Ude şehrinde gerçekleşen AIBA Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası’nda altın madalyayla zirveye tırmandı. İşte o an, sadece bir şampiyonun değil, bir efsanenin doğuşuydu. Ancak asıl ışığını parlatan, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda aldığı altın madalyaydı. Busenaz Sürmeneli, sadece Türkiye’nin değil, kadınlar boks tarihinde ilk olimpiyat altın madalyasını kazanan bir kraliçe olarak taçlandırıldı.
Ancak bu sadece bir hikaye değil, aynı zamanda bir umuttur. Onun başarısı, yalnızca yüksek sesle bir zafer çığlığı değil, aynı zamanda gençler için bir ışıktır. Onun hikayesi, pes etmemenin, inancın ve çalışmanın ta kendisidir. Gençler için, hayallerin sadece yıldızlar arasında değil, aynı zamanda ellerinin arasında da parlayabileceğinin kanıtıdır.
Busenaz Sürmeneli’nin öyküsü, sadece bir sporcu hikayesi değil, aynı zamanda bir yolculuktur. Zorlukları yenmek, engelleri aşmak ve hayallerin peşinden koşmak için cesaretin hikayesidir. O, yüreğiyle yumruklar atan bir kadındır; hayatı ve sporu, cesaret ve azimle döven bir efsanedir.